MEGGYOZYEL

When I'm good, I'm very very good but when I'm bad, I'm even better

terazi lastik jimnastik (aka bir valentines sevişmesi)

geldi dediler. ne bileyim ben; takvime bakan mı var? gelsin dedim, gelsin. saklanırsam namerdim. hakikaten de saklanmıyorum. eskiden de saklanmazdım.

takmazdım; iplemezdim… ayıcıktan ve çikolatadan hazzetmezdim ama saklanmazdım da.

hiçbir zaman ağdalı, sakızlı, vicik vicik yaşamadım onu zaten. gündür gelir; gündür geçer.

sana valentines varsa bana da ballantine’s var yani, yalan mı?

hani şimdi oturup “kıl oluyorum; illetim” desem millet kulp takmak için zaten atlayacak. “hah işte, yök ya, burun kıvırıyor!” diyecekler. (eh, ben de malum çok takacağım!)

ay anladınız siz onu. sevgililer günü. kumruların günü, kummmmmruların!

dipdibe oturulmazsa raconun bozulduğu,

belirli standartlarda hediyeler alınmazsa, ilişkilere format atılan,

gece en “kırmızı şarap” restoranda rezervasyon yoksa aç kalınan,

kırmızı, firfirli, dantel, kıl, tuğ kontenjanından özel bir gün.

buzdolabının üstüne post-it hatırlatmacası: saten çarşaflardan kaymamak için iç çamaşırının arkasına velkro bant diktir!

ya vereceksin, ya vereceksin…..

yök, öyle demeyin; gülmeyin yanı abarttım diye!…. yazının ilerleyen kısımlarında sınır katsayım yükselirse dahasını da yazabilirim.

2002 yazılarındaki didaktik meggy yok ortalarda. bakınız yanda 2001-2002-2003….. yazmışım yani gereksiz.

hani 4 sene gelene geçene Amerika’da yaşamanın inceliklerini öğreten, “sabaha kadar yaz babam yaz amme hizmetlisi” meggy yok!

didaktik ve romantik…sempatik ve saftırık…pazartesi atlantik; cumartesi pasifik. yök.

yök; bitmiştir!

şimdi sahnelerde ve sahalardaki meggy balistik. oturmuş habire birşeyler karalıyor, belli ki amaç semantik.

yemiş, sindirmiş kazığı… eh biraz antipatik. devir, yeni devirdir; çıkarlar otomatik.

öyle şeyler geçiyor ki şu beyinden…. topu analitik;

topla, çıkar aritmetik;

ince hesap matematik.

millet laylom derdindeyken, onun beyin bankamatik.

artık 2010 meggy, seçtiği insanlarda fanatik; dostları antiseptik.

fazla tatlı her sürata diyeti diabetik

fazla gülen sahte yüze çek bir reçete, optik!

çaktık mı durumu?

tık tık gidiyor yani….

görüyor ki piyasada cümle alem plastik

gıpta ettiği hatun, kıçı başı estetik

en “düzgün” ilişkiler, incecik ve sentetik

çekilmiş kabuğuna, malum devir kritik

beğenmeyen anca gider; atar duvara çentik

kalbi artık leke tutmaz, sağolsun omomatik!

aman! adam evliymiş!!! evlilik istatistik,

görürüm ben beyimi, bulunca bir egzotik.

şimdi yavaş yavaş halk edebiyatı dalında ilerliyoruz. bu kontenjandan çıkarak, düz yazıya dönmek lazım; maninin sırası değil!

sanmayın ki aradığım ilişki çok butik…. veya sığındığım liman narkotik… sigara bile yok ki bende! sadece dersimi aldığım için, bundan sonrası “diplomatik”; işime gelmeyince dönük bakışlar, otistik ve spastik…

şimdiden sonra kitabımda “mükemmel” yök; o tanım fantastik!

kime merhaba desem sülalesi medyatik. facebook’taki mahsul “not bad”. her cinsinden var; asortik. hepsi almış eline (sazı yani, sazı!) zırıl zırıl ağlıyor; “cinsel hayatım bitik!”

ama ele güne karşı tutulan eşler, katalıtık!! aslında çok pratik. kolay mı çekmek tetik?

boşanıp ne yapacak? bol tantana, başağrısı ve bitmeyen bir statik.

çok bakmayın yeni devre, kalmadı şeref, etik. evli adam şimdi moda! evine gidip dağınıklığını evinde yarattığı için (Bkz.; kirli iç çamaşırlarının yıkanması olayı) hem çok makbul, hem çevre dostu, hem çok daha karizmatik!

ama çok derin olduk; muhabbet kuantum ve mistik! “kişisel gelişim seminerlerine katıldım!!” en geyik taktik!

evlilikler elastik, “harbi ilişki” yitik,

artık hiç orjinal yok; hep bahane “genetik!”

dürüstlük “olmassa olmaz” değerler arasında antik.

topunun son bulacağı yer foseptik….

bu bağlamda…..

happy ballantine’s everyone! salut!

Related Posts

kuştüyü
camera obscura
Yazar