doğumgünüme katılan
hediye alan
hediye veren
hediye alıp ta hala veremeyen (bahane neyse artık?!)
akıllara ziyan hediye hazırlığında bulunan
gençlik (!) resimlerimle powerpoint sunumu hazırlayan
tebrik eden
şarkılar yollayan
abartıp şiir yazan
yurtiçi, yurt dışı ve kuzey kıbrıs türk cumhuriyetindeki elçiliklerimiz nezdinde saygı ve hürmetlerini ileten, çelenk yollayan ve ani defterine imza atan
ben de sana çiçek yolayacaktım diye sallayan
skype’ta görüntüsü ile günümü ve geçemi şenlendiren
facebook sayfama kartlar, çiçekler, ve para etmeyen bilimum cicili bicili şeyler yapıştıran
yine facebook sayfamı tatsız tuzsuz pasta resimleriyle süsleyen
duvarıma yazı yazmaya cesaret eden
çekinip mahremiyet adı altında inbox’ima mesaj atan
cool takılıp “hey’ nabersin kız!” şeklinde gözkırpan
blackberry’me text atan
iphone uma mesaj yollayan
telesekretere hiçbir zaman dinlemeyeceğim mesajlar bırakan
whats app’tan yazan
içhatten bilgisayarımı öttüren
imo’dan mesaj yollayan
BBM ile dürten
ve tüm bu mesajlar yüzünden imac, ipod touch ve ipad, iphone, blackberry dahil evdeki herşeyin non stop ötmesine sebep olan
vakıtlı vakitsiz telefon açıp uyandıran
türkiye saati ile 24 saat öncesinden kutlayan
amerika saati ile tutturamayıp 3 saat öncesinden çaldıran
LA saati ile takvim 30‘una geçtiği anda, yani gecenin köründe ev halkını uyandıran
tebrik mesajlarına cevaben yazdığım teşekkürlerime abartıp karşı mesajlar yazan
e-mail adreslerime çocukluk resimlerini atan (n’aaapıcaksam artık!?)
tüm reformasyon seansı esnasında spa’da benimle hıyarla tatlandırılmış sular içen
sabırla benimle çıplak kadınları seyreden
haftanın tek tatil gününde uyuyacakken 9 30 da kapıma dayanan
öğle yemeğinde eşlik eden
beni öğlen yemeğinde Allah için aç bırakan
akşam yemeğinde eşlik eden
ve akşam yemeğinde de aç bırakan
adıma ağaç diken
ölümcül bir masaj yapıp beni pelteye çeviren
cildimi, annemin karnından çıkmadan bir gün önceki haline getiren
tamamen akortsuz şekilde happy birthday adlı eseri seslendirerek kulaklarımı tırmalayan
“aaa, senin doğmuğunun de tam yılbaşına geliyormuş” şeklinde “çin”sel saptamalarıyla takvimi yeniden yazan
ve bu sayede yılbaşının tarihinin netleşmesini sağlayan
patrondan izinsiz işi kirip günümü benle geçiren
patron olup ta günümü benle geçiren
beni facebook’ta çamağacı, arapsabunu, sokak lambası, ali babanın çiftliği, pul koleksiyonu ve 40 haramiler çizimlerinde tag’leyerek ölümsüzlüğe gark eden
balkonumdan zarf atan
doğumgünü sabahımda gülümseyerek uyanmama sebep olan
neredeyse geç kalan
kalmayan
giden
herkese……

……….

ne için yazmaya başladığımı bile unuttum.

ama anlamışsınızdır……