(t)uz
bir an var hani…….
sudan çıkıp o ayakları acıtmayan yusyuvarlak taşlara basarak havluya doğru yürüdüğün,
ve boynundan, kollarından, bacaklarından aşağı deniz suyu süzülürken güneşin henüz tenine işlemediği
ve yavaşça kendini havlunun üzerine bıraktığın;
hani uzandığın anda gözlerini kamaştıran güneşe karşı tuzlu yüzüne güneş gözlüklerini geçirerek, gözlüğe rağmen tek gözünü kısıp, diğer gözünle güneşin acısını görmeye çalıştığın…
ve vücudundaki kasları bıraktığın…
kollarını rahatça kenarlara uzatıp tek elinin ıslak parmaklarını kumların arasına daldırdığın
ve vücudunda artık kalmayan elektriği güneşe bıraktığın, ne hali varsa görsün diye;
hani birden alnındaki şu birikimlerinin şakaklarındakilerle birleşip gıdıklayarak çenenin kenarından ensene doğru hızlıca aktığı ve ürperdiğin,
ve güneşin ısısını daha hissetmeye başlamadan, yakmaya başlamadan tenini, esen bir damlacık rüzgarla ürperir gibi olduğun;
mayonun ıslaklığını henüz teninde hissettiğin ve ıslaklığın güneşle birlikte yerini hızla kuruluğa bıraktığı…
ve kumlu elinin aksine diğer elini yarısı erimiş buzla dolu teneke kova içine daldırdığında birbirine çarpan cam şişelerdeki biraların delirten sesini dinlediğin;
dudaklarındaki tuzlu suyu yalayıp susadığını daha derin hissettiğin…
hani ıslaklığın teninden havluğa geçtiği ve güneşin elmacık kemiklerine nihayet işlemeye başladığı
ve tuzlu suyla birkaç saat önce sürmüş olduğun güneş kreminin kokularının birleşip hızla burun deliklerinden beynine nüfuz ettiği,
ve neden… hala neden birinin bunu şişeleyip parfüm olarak pazarlamadığını merak ettiğin;
bacaklarındaki son şu damlalarının buharlaşmasına saniyeler kala güneş altında sıcacık olmuş güneş yağının tenine değdiği
ve tuzla birlikte gözeneklerine girdiği;
hani çakı gibi soğuk deniz üzeri güneş ışışının önce bedenini, sonra zihnini,
sonra aklını, fikrini, ruhunu ve belleğini teslim alıp
birkaç yudum da bira üzerine gözlerini kapatıp kendini korkunç bir mahmurluğa
ve peşinden gelebilecek
uykuya
teslim
ettiğin……
……………
5 duyunu aldıysam ödünç şimdi…. 6. sini da istiyorum izninle.
ister o bahsettiğim ıssız kumsalda, ister tatil köyünün tekinde, yanyana havlular üzerinde, birimiz sırtüstü, birimiz yüzüstü, ama yüzyüze bakarken yazdım bunu.
hmmmm…. ya da oraya gittim işte bir şekilde, sen de yanımdaydın ama.
gördüm.
eminim!
…………….
şehirde değiliz. bak sadece iyot kokusu var.